Güncel Bilgi

Makaleler - Haberler

Hukuk, Arabuluculuk, Avukat Bürosu
Bilişim Suçlarının Yabancı Hukuk Ve Türk Hukukundaki Yeri

Teknolojinin sürekli olarak ilerlemesi ile her geçen gün farklı suç türleride ortaya çıkmaktadır. Hızlı gelişen teknolojiye bağlı olarak değişime ve gelişime en açık olan suçu bilişim suçları oluşturmaktadır. Söz konusu bu gelişmeler, bilgisayarların günlük yaşamımızı kolaylaştırmasıyla tartışmasız bir devrim yaratırken bunun yanında bir takım olumsuz etkileri de beraberinde getirmiştir. Ülkemizde de özellikle son yıllarda bilgisayar kullanımının artmasının sonucu sanal alemdeki suç oranları hızla yayılmaya başlamıştır. Bilinen klasik suçların sanal alemde işleniyor olmasının  yanı sıra yeni suç tiplerinide ortaya çıkmıştır. Tüm bu gelişmeler, teknolojinin getirmiş olduğu araçlar vasıtasıyla işlendiği için ulusal olmaktan çok küresel olma özelliğini taşımaktadır. Bilişim suçlarının üzerine gidilmesi noktasında bu konuya ilişkin uluslararası sözleşmelere özellikle önem verilmelidir. Evrensel çapta etkisini gösteren bu gelişmelerin sonucu olarak, ortaya çıkan bu yeni suç tiplerinin tespiti ve tüm dünya ülkelerinde bu suçlarla ilgili gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması zorunluluk haline gelmiştir.

Hazırlanan bu çalışmada, bilişim suçu kavramı ve bu suçların uluslararası hukuktaki yeri ve gelişimi ile Türk hukuk sisteminde, özellikle ceza hukuku disiplinini ilgilendiren düzenleniş şekilleri, karşılaştırmalı hukuk yardımıyla incelenecektir. Yine, bilişim sistemine girme suçu, bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi suçu ve banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu anliz edilecektir. 

I- BİLİŞİM SUÇU KAVRAMI

Bilişim suçu kavramını incelemeye bilişim teriminin anlamını belirlemekle başlamak gerekecektir. Türk Dil Kurumu Güncel Sözlük’ünde  ‘bilişim’, ‘insanoğlunun teknik, ekonomik ve toplumsal alanlardaki iletişiminde kullandığı ve bilimin dayanağı olan bilginin özellikle elektronik makineler aracılığıyla düzenli ve akla uygun bir biçimde işlenmesi bilimi’ olarak tanımlanmaktadır. Bilişim terimi, yine Türk Dil Kurumu Güncel Sözlük’ünde, Fransızca kökenli ‘’enformatik’’, ‘’informatik’’ terimleri karşılığı olarak kullanılmaktadır[1]. Bilişim (informatique) kavramı; teknik, ekonomik, sosyal, hukuk vb. alanlardaki verinin saklanması, saklanan bu verinin otomatik olarak işlenmesi, organize edilmesi, değerlendirilmesi ve aktarılması ile ilgili bilim dalı olarak tanımlanmıştır[2].

Bilişim ve özellikle bilgisayar sistemlerinin yaygınlaşması ile birlikte ceza hukuku alanında, bunların kötüye kullanımlarına ilişkin fiillerin cezalandırılabilirliği ve kötüye kullanımın ortaya çıkardığı sorunların çözümü ya da çözüme ilişkin yaklaşımlar sonucu, birçok tanım yapılmış ve bu tanımları ifade etmek üzere birçok terim kullanılmıştır. ‘bilgisayar suçları’, ‘bilişim suçları’, ‘internet suçları’ ve Sibersuç sözleşmesinde de ifade edildiği şekliyle ‘siber suçlar’ terimler kullanılmaktadır[3]. Tüm bu kavramların, bilişim teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak değiştiği görüşü de mevcuttur. Bu görüş; ‘önceleri ‘bilgisayar suçu’ ya da bilgisayar ile ilgili suç olarak suç kavramlarının kullanıldığını, sonrasında bu tanım ve terimlerin zenginleştiğini, enformasyon ceza hukuk kavramının kullanılmaya başlandığını; bilgisayar teknolojisinin hukuka aykırı içeriğin yayılması için kullanılan ‘multimedya suçu’ kavramına gidildiği, son olarak da sibersuç kavramına ulaşıldığı’ şeklindedir[4].

Terim ve tanım zenginliğinin yanında, ceza hukuku alanında meydana elen ihlallerin ortan kaldırılabilmesine ilişkin suçlar esas alınarak; suçun maddi konusu, suçta kullanılan araç gibi hususlar dikkate alınarak birçok sınıflandırma yapılmıştır Bu durum ise kapsam sorununu beraberinde getirmiştir.  

Bilişim suçları, ilk olarak bilgisayarın anavatanı olan ABD’de ortaya çıktığı için, bu yeni suç türü Amerikan hukukçuları tarafından isimlendirilmiştir. Amerikan hukukunda bilişim suçu kavramının açıklaması “bilgisayar verilerinin çalınması ya da sabote edilmesi veya herhangi bir suçun işlenmesi için bilgisayarın kullanılması gibi bilgisayar teknolojisini gerektiren suç çeşidi” şeklinde yapılmıştır.[5]

AET Uzmanlar Komisyonu’nun Mayıs 1983 Paris toplantısında ortaya koyduğu bir tanımda bilişim suçları “bilgileri otomatik işleme tabi tutulan veya verilerin nakline yarayan bir sistemle gayri kanuni, gayri ahlaki veya yetki dışı gerçekleştirilen her türlü davranış” olarak tanımlanmıştır.[6]

Türk hukukunda ise bilişim suçları, öğretide yer alan birçok tartışma sonucunda nihayet “verilere karşı ve/veya veri işlemle bağlantısı olan sistemlere karşı, bilişim sistemleri aracılığıyla işlenen suçlar” şeklinde tanımlanmıştır.[7] Bu tanımı daha iyi anlayabilmek için burada geçen terimleri tanımlarsak;  

Veri: Bilişim sistemlerinin üzerinde işlem yapabildiği, bu işlemlere dayalı sonuçlar üretebildiği, saklayabildiği, sakladıklarını sonradan tekrar okuyup işletebildiği ve diğer bilişim sistemlerine iletebildiği her türlü bilgi,[8]

Veri işlem: Belirli verilerin toplanması, çıkarılması, çarpılması ve bölünmesi,[9]

Bilişim sistemi: Bilgileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma imkânı veren manyetik sistemlerdir.[10] Yaygın şekilde kullanılışı nedeniyle bu sistemler için ilk akla gelen aygıt bilgisayar olmasına rağmen, kanun koyucu bu terimi kullanmakla daha kapsamlı bir düzenleme getirmek istemiştir. Buna göre; modem, post işlem makineleri, çeşitli terminaller ve banka ATMleri gibi aygıtlar da çok amaçlı işlem yapabilme özelliğine sahip olan bir sisteme bağlı olarak çalışıyor ve bu sistemin çalışmasının bir unsurunu oluşturuyorlarsa, bunlar da bilişim sistemlerinden kabul edilmektedirler. Nitekim Yargıtay’ın verdiği bir kararla, banka ATMlerinin de bilişim sisteminin geniş kapsamında değerlendirildiği görülmüştür[11]. 

Bilişim sistemi şemsiye kavramı özelliğini taşımaktadır. Bu nedenle uygulamada yaygın şekilde kullanıldığı gibi bilişim suçları; “bilgisayar suçu”, “internet suçu”, “ağ suçu” veya “siber suç” terimleriyle karıştırılmamalıdır. Bu başlık altında; sahtekarlık, hırsızlık, zimmete geçirme, bilişim sistemi tecavüzü, hasar, şantaj, yaşama ve sağlığa karşı suçlar gibi, ortak paydaşı bilişim sistemi olan suçların çeşitli hukuki sınıflandırmalarını kapsamaktadır.

II -YABANCI HUKUKTA BİLİŞİM SUÇLARI

Bilgisayarın anavatanı olan ABD, bilişim suçlarıyla karşılaşan ilk ülke olmuştur. Bunun neticesi olarak da, gerek öğretide gerek yasal düzenlemelerde gerekse uygulama örneklerinde ABD yol gösterici durumdadır. ABD’de bilişim sistemlerinin kullanılmasında güvenli yollar oluşturulmasına çalışılmasında, bilişim ağlarının ülke kalkınmasında önemli bir role sahip olması gerçeği sebep olmaktadır. ABD’de bilişim suçlarına karşı kabul edilen ilk kanun ‘1984 yılında (FN33) Erişim Aygıtlarını Taklit Etme ve Bilgisayar Dolandırıcılığı ve Bilgasayarı Kötüye Kullanma(CFAA)’ olmuştur. Bu Kanunda, klasik suçlara benzemeyen, özel nitelikteki bilişim suçları yer almıştır. Daha sonra ki tarihlerde ise bu Kanunda bazı değişikler yapılmıştır. ABD’de bilişim alanında; 1986 tarihli ‘Elektronik Fonların Transferi Kanunu (Electronic Fund Transfers Act)’, yine 1986 tarihli ‘Elektronik Haberleşme Gizlilik Kanunu (Electronic Communications Privacy Act)’, 1922 tarihli ‘Bilgi ve Teknoloji Kanunu (Information and Technology Act of 1992)’ hemen ardından, ‘Ulusal Bilgi Altyapısı Kanunu (National Information Insfrastructure Act)’, 1997 tarihli ‘İnternette Kumarın Önlenmesi Kanunu (İnternet Gambling Prohibition Act)’, 1998 tarihli ‘Çocukların Online Yayınlardan Korunması Kanunu (Child Online Prevention Act) ve 2001 tarihli ‘Anti Terörizm Kanunu (USA-Patriot Anti-Terrorism Act) belirtilebilir. Ayrıca   karşılaştırmalı hukuktaki internet ile ortaya çıkan sorunların çözülmesine ilişkin ilk yasal düzenleme ise, ‘İletişim Ahlak Kanunu (Communications Deceny Act)’ olarak görülmektedir[12].

 

ABD’de tüm bu yasal düzenlemelerle yapılan mücadele yanında , siber ve teknolojik suçlarla mücadele eden özel birimlerde bulunmaktadır. Özellikle de ABD Adalet Bakanlığı’nın bünyesinde oluşturulan “Bilgisayar  Suçları ve Fikri Haklar” (Computer Crimes and Intellectual Property Section) özel birimi ile yalnızca belli suçlara yoğunlaşılarak, soruşturmalarında geniş çaplı araştırmalar yapılabilmesinden dolayı karşılaşılan davalarda başarılı sonuçlar alınmaktadır.

ABD gibi hukuk sistemlerinde bilişim suçlarını ayrı bir mevzuatta incelemiş Anglo Sakson ülkelerinin dışındaki diğer ülkelerde ise ayrı bir düzenlemeye gidilmeyip mevcut yasalarda düzenleme yapma yöntemi seçilmiştir. Bu yöntemi seçen ülkelerde bilgisayar, işlenen suçlarda özel bir görünüş şekli olarak değerlendirilmektedir.

Bilişim suçlarının ulusal sınırları aşan ülkeler üstü yapısı, veri iletiminin sınırsızlığı ve bunun denetimin zorluğu uluslararası alanda işbirliği yapma ihtiyacını doğurmuştur. Bu ihtiyaca cevap vermek üzere BM, AB, OECD ve G-8 ülkeleri[13] gibi kuruluşlar çeşitli düzenlemeler yapmışlardır. En kapsamlı düzenleme ise 23.11.2001 tarihinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de imzaya açılan ‘Avrupa Konseyi Sibersuç Sözleşmesi’ dir. Avrupa kıtası dışında ABD, Japonya, Kanada, ve Güney Afrika’nın da katılımının sağlanarak toplam otuzsekiz ülke tarafından[14] imzalanmıştır. Szöleşme  “terimler”, “ulusal düzeyde alınacak önlemler - maddi hukuk ve usul hukuku”, “uluslararası işbirliği” ve “diğer hükümler” şeklinde dört bölümden oluşmaktadır. Sözleşmenin amaçlar, ‘1.Siber suçlar alanında ülkelerin maddi ceza hukuku hükümlerini uyumlu hale getirmek, 2. Bu suçların ve bilgisayar sistemi kullanılarak işlenen ya da delilleri elektronik formda olan başka suçların soruşturulmasıve kovuşturulması için gerekli olan ulusal ceza muhakemesi hukuku yetkilerini belirlemek, 3. Hızlı ve etkin bir uluslar arası işbirliği rejimi oluşturmak’ şeklinde sıralanmaktadır[15]. Sözleşmede düzenlenmiş olan suçlar, çeşitli ülkelerin daha önceki dönemlerde düzenlemiş oldukları suçların uluslararası düzeyde ele alınmasıdır. Bu sözleşmenin ortak amacı ise, bu tür suçlara ilişkin olarak taraf devletlerin ceza mevzuatlarında birbirleri ile uyum sağlamalarıdır. Bu sözleşmede, imzalayan devletlerden birisinde suç olup da diğerinde suç olmayan bir fiilin failini teslim etme ve bu konuda işbirliğine gitme zorunluluğu getirilmiştir[16]. Sözleşmenin dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu tarafından geçerli olması, bu sözleşmeyle amaçlanan sözleşmeye taraf ülkelerin mevzuatlarında bilişim suçlarıyla ilgili geçerli yeknesak kurallar ve terim birliği sağlanması ve suçla mücadeledeki işbirliği pekiştirilmeye çalışılmıştır.

III -BİLİŞİM SUÇLARI AÇISINDAN TÜRK CEZA KANUNU

A . 765 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU’NDA BİLİŞİM SUÇLARI

Türkiye bu alandaki gelişmeyi birçok ülkede olduğu gibi gelişimlerden etkilenerek gerçekleştirmiştir. Fransız Ceza Kanunu’nu mehaz alınarak yapılan 765 sayılı TCK’ndaki düzenlemede bilişim suçlarına, 06.06.1991 tarihinde 3756 sayılı kanunla yapılan eklentiler ve küçük değişikliklerle, “Bilişim Alanında Suçlar” başlıklı Onbirinci Baptaki TCK 525 a, b, c, d maddelerinde yer verilmiştir. 765 sayılı TCK’nın 525a maddesinde genel olarak verinin ve programın ele geçirilmesi ve ayrıca ele geçirilen veri ya da programın başkasına zarar vermek üzere kullanılması fiileri suç olarak düzenlenmiştir. 525/b 1. fıkrasında bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş sisteme ve verileriyle müdahale fiilleri, 2. fıkrasında bilgileri otomatik işleme tabi tutan bir sistemi kullanarak yarar sağlama fiileri  ve aynı şekilde otomatik işleme tabi tutumuş sistem aracılığıyla sahtekarlık suçuna 525c maddesinde yer verilerek suç haline getirilmiştir. 765 sayılık Kanun ile, sayılan bu suç tiplerinde yalnızca bilgisayar ortak özellik olarak alınarak düzenlenmiştir. Her suç tipinde farklılık gösteren suçla korunan hukuksal değerlere göre ise bir ayrımlama yapılmamıştır. Verileri ele geçirmeksizin sadece bu verilere ulaşılması ve yetkisiz bilişim sistemine girilmesi fiillerine bilişim alanında çok sık karşılaşılmasına rağmen, 765 sayılı TCK’da yer verilmemiştir.

B . 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU’NDA BİLİŞİM SUÇLARI

5237 sayılı YTCK da ağırlıklı olarak “Bilişim Alanında Suçlar” bölümünde daha ayrıntılı şekilde yer verilmiştir. YTCK’nu, 765 sayılı TCK’nundan daha ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir fakat benzer şekilde kaleme alınmıştır. . Bu kanunda bilişim suçları “Bilişim Sistemlerine Karşı Suçlar” başlıklı Onuncu Bölüm, Kanunun özel hükümleri düzenleyen ikinci kitabının “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı Üçüncü Kısmında yer almaktadır. Bu bölümde; “bilişim sistemine girme” (m.243), “sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme” (m.244), “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” (m.245) ve “tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulaması” (m.246) suçları yer almaktadır. 

Ayrıca “nitelikli hırsızlık” kenar başlıklı m.144/2(e)’de hırsızlık suçunun “bilişim sisteminin kullanılması suretiyle işlenmesi” hali ve “nitelikli dolandırıcılık” kenar başlıklı m.158/1(f)’de dolandırıcılık suçunun “bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi” hali ağırlatıcı neden olarak düzenlenmiştir. Son olarak, “kişisel verilerin kaydedilmesi” (m.135) ve “kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” (m.136) suçları yer almaktadır.

Bilişim suçları ayrıntılı olarak incelendikten sonra, 5237 sayılı kanun ile düzenlenmiş olan 243, 244 ve 245. maddeler ele alınacaktır.

IV-BİLİŞİM SUÇLARININ YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

A . Klasik Suçlara Göre Bilişim Suçlarının Yapısal Görünümü

Bilişim suçlarının işlenebilmesini çekici ve kolay kılan özelliklerden biride, yirminci yüzyılın ortalarından itibaren gelişmeye başlayan yeni bilgi ve iletişim teknolojisi ile klasik suçlar karşısında farklılık taşımasıdır. Ulusal ve uluslar arası öğretide ortak bir tanımlama yapılması zorlanan bilişim suçlarının sınırlarının bilinmesi, bu suçlarla mücadelede ve yapılacak kanuni düzenlemelerde büyük önem taşımaktadır. Bilişim suçlarının çok hızlı şekilde yaygınlaşması, bu suçlarla mücadele edebilecek yasal düzenlemelerin geride kalmasına yol açmıştır. 

Klasik suçlar ile bilişim suçları büyük farklılıklar göstermektedir. Bilişim suçları, soyut bir alan alanı içermesi yanında sınırsız mesafeden işlenebilen suçlardır. Bilişim suçlarında tüm coğrafi sınırlar ortadan kalmaktadır. Bu nedenle mesafe suçlarıdırlar[17]. Bilişim suçunun mesafe suçu olmasının sonucu yalnızca hangi ülke hukukunun uygulanacağı konusunda yol gösterici olması yanında fiilin nerede gerçekleştiğinin tartışmalı olduğu durumlarda yeterli olmamaktadır. Bu durumun neticesi olarak, suçlunun ve müdahalenin ne şekilde gerçekleştiğinin tespiti de oldukça zorlaşmaktadır. Bilişim suçlarının ülkesellik ilkesini[18] aşarak globalleşmeye bağlı olarak uluslar arası boyutta işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Klasik suçlarda ise, suç konusuna fiziken odaklanarak işlenmektedir. Ayrıca klasik suç türlerinde fail, genellikle suçun işlendiği yerde bulunmaktadır ve mağdur veya (sahtekarlık suçlarında) belge ile temas etmekten kaçınamaz.

Bilişim suçunun etki alanı oldukça geniştir. Bu nedenle sonuçlarını tahmin etmek mümkün değildir. Ayrıca bilişim suçu işlenip tamamlansa dahi, suçun sonuçları tamamlanmayabilir. Oysa ki, klasik suçlarda suçun etki alanı dar olduğu gibi genel olarak suçun işlenmesiyle sonuçları sınırlı alanda görülüp sonuçlanır. Örneğin, bir virüs saldırısında, saldırgan eylemi tamamladıktan sonra, bunun doğurduğu sonuçlar bitmez. Saldırıya konu virüsün, kaç bilgisayara yayıldığı ve ne kadar zarara neden olduğunu tahmin etmek, neredeyse imkansız olabilir. Çünkü virüsler çok çabuk yayılır ve bir yerde durmayabilir. Virürün bulaştığı yerler veya bilgisayarlar, başka yerler veya bilgisayarlarla bağlantıya geçtiklerinde, farkında olmadan virüsü yayarlar. Buysa, bilişim suçlarını, klasik suçlardan ayıran, önemli bir özelliktir ve ciddi bir sorundur[19] . Kanunlar öncelikle suçun maddi unsurunun belirlenmesi suretiyle yapıldığından ve yapısı gereği çok dinamik ve değişken olan bilişim alanındaki suistimal eylemlerinin genel tanımlamasından kanun koyucular mümkün olduğunca kaçınmaya çalışsa da, temel hatlarını çizmekten uzak durmamışlardır. Belirlenen sınırlar içerisinde kalan çok sayıda farklı suç işleme şekillerinden şimdiye kadar çok görülen bazıları kazuistik metotla bir fikir vermesi açısından sayılmaya çalışılacaktır[20]. 

Günümüzde genellikle internet üzerinden işlenen bilişim suçlarında, internetin suçun işlenmesinde en kolay, en geniş ve cezai yaptırımların en zor uygulanabileceği suç ortamını oluşturduğu görülür. Bunun yanında bilişim alanındaki konuların kendine has gelişmiş teknik özellikler taşıması ve bilişim alanının dinamik yapısı içinde her gün yeni ihlal çeşitleriyle karşılaşılması hukuki alandaki mücadeleyi çok zorlaştırmaktadır.

B . BİLİŞİM SUÇLARININ TASNİFİ

Suç işleme şekilleri bilişim alanındaki ilerlemelere paralel olarak ortaya çıkmıştır. Hergün gelişen teknolojinin sunduğu imkanlar suç işleme fikrinde olan kişilere yeni suç kapılarını açmıştır. Bu durumun neticesi olarak ise, yapılan tüm tasnifler zaman içinde yetersiz kalmaktadır. Bu alanda öncelikle uluslararası alanda kabul görmüş teşkilatların tasniflerine yer verirsek bilişim suçları; 

Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın tasnifine göre;

1- Bilgisayar sistem ve ağlarına hakkı olmadan girmek,

2- Hak sahibinin rızası olmadan bilgisayar veri ve programlarına zarar vermek, bilgisayar veri ve programlarını silmek, bozmak, tahrip etmek ve elde etmek,

3- Bilgisayarın işlemesini veya telekomünikasyon sistemini engellemek amacıyla bilgisayar veri ve sistemlerini tahrip etmek, veri yüklemek, değiştirmek, silmek veya elde etmek,

4- Hukuk dışı olarak iletişime müdahale etmek,

5- Menfaat temin edebilmek için ticari sırları izin almadan veya hukuken bir hak olmaksızın ifşa etmek veya tevzii etmek veya kullanmak. Avrupa Topluluğu’nda ise bilişim suçları şöyle tasnif edilmektedir;

1- Bir kaynağın veya herhangi bir değerin hukuka aykırı olarak transferini sağlamak için kasten bilgisayar verilerine ve/veya programlarına girmek, bozmak, silmek ve/veya yok etmek,

2- Sahtekarlık yapabilmek için kasten bilgisayar verilerine ve/veya programlarına girmek, bozmak, silmek ve /veya yok etmek,

3- Bilgisayar ve/veya telekomünikasyon sistemlerinin çalışmasını engellemek amacıyla kasten bilgisayar verilerine ve/veya programlarına yahut bir bilgisayar sistemiyle bağlantı sağlayan mekanizmaya girmek, bozmak, silmek ve/veya yok etmek,

4- Piyasaya sürmek ve ticari olarak yararlanmak amacıyla bir bilgisayar programının yasal malikinin sahip olduğu hakları zarara uğratmak,

5- Bir bilgisayar ve/veya telekomünikasyon sistemi sorumlusunun izni olmaksızın veya mevcut emniyet tedbirlerini aşarak bu sistemlere kasten girmek veya müdahalede bulunmak.[21]

Türk akademik çevrelerince bilişim alanının tasnifi için sunulan çeşitli görüşlerden en uygun olanı Kurt’un, “bilişim suçlarının tasnifinin tanımı yapılan ve unsurları belirtilen bilişim alanı içerisinde bilişim sistemlerine ve verilerine karşı veya bunlar aracılığıyla işlenen tüm suçlar”[22]şeklinde yapılabileceği görüşüdür.

Bilişim suçlarının tiplerine göre yapılan tasnif ise şu şekildedir;

 

VERİ SUÇLARI

a) Verilerin Durdurulması: Bir bilişim sisteminde bulunan her türlü veri ve programa hukuka aykırı müdahale edilerek zarar verilmesi sonucu çalışmaz hale getirilmesi, verilerin iletilmesi anında ulaşımının engellenmesi veya rotaların değiştirilmesi suçlarıdır. 

aa) Verilerin Değiştirilmesi: Bir bilişim sistemindeki verilerin hukuka aykırı olarak değiştirilmesi, tahrip edilmesi veya silinmesi şeklinde işlenen suçlardır.

bb) Verilerin Çalınması: Bir bilişim sisteminde yer alan verilerin, veri sahibine ya da başkalarına zarar vermek veya failin kendisine veya başkalarına haksız kazanç sağlamak amacıyla hukuka aykırı bir şekilde kopyalanarak ya da aktarılarak çalınması suçlarıdır.

b) Ağ Suçları : Değişik yöntemlerle bir bilgisayar veya iletişim sisteminin işlevlerinin yerine getirilmesinin önlenmesi amacıyla veya programların değiştirilmesi, silinmesi veya sistemin ele geçirilmesi suçlarının bütünüdür. Bu suçlara örnek olarak zaman bombası, truva atları, virüsler, solucanlar gibi programlarla işlenen suçlar verilebilir.

c) Yetkisiz Giriş Suçları: Bilişim sisteminin sahiplerine ait korunması gereken bir özel alan olduğu ve özel hayatın gizliliği esas alındığından, bu suç tipinde yapılan müdahale sonucu herhangi bir zarar oluşmasa dahi, izinsiz bilişim sistemine erişim suç olarak kabul edilmiştir. Ayrıca zararlı programların (virüsler) sistem veya verilere zarar vermek üzere gönderilmesi de bu suç kapsamına girer.

d) Bilgisayar Yoluyla Dolandırıcılık Suçları: Bilgisayar yoluyla dolandırıcılık suçu[23] klasik dolandırıcılık suçunun bilgisayar ve iletişim ortamları üzerinden yapılıyor olmasıdır. Bu suç en çok kredi kartlarının kullanımıyla ve ayrıca istenilen kişinin hesabına para aktarılması yollarıyla uygulamada görülür.

e) Bilgisayar Yoluyla Sahtecilik Suçları : Bu suç hukuka aykırı bir şekilde kendisine veya başkasına menfaat temini veya ızrar kastıyla bilişim sistemlerindeki veri veya programları silmek, değiştirmek, müdahale etmek anlamına gelmektedir. Avrupa Konseyince bu suç  “bilgisayarda yer alan veri ve programlara girmek, değiştirmek, silmek veya imha etmek veya hukukça sahtekarlık olarak kabul edilen hallere münhasır olarak verilerin işlenmesine yönelik bir müdahalenin mevcudiyeti”[24] olarak tanımlanmıştır. Bu suç, klasik sahtecilik suçunun bilişim sistemleri kullanılarak gerçekleştirilmesi halidir.

 

AV. BURCU MATARACI TÜFEKÇİ 

 

 

[1] TDK ‘Güncel Türkçe Sözlük’, www.tdk.gov.tr

[2] Caner Yenidünya/Olgun Değirmenci, “Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda Bilişim Suçları”, Legal Yayıncılık, İstanbul, 2003, s.27

[3] Dr. Muammer Ketizmen,  “Türk Ceza Hukukunda Bilişim Suçları” , Adalet Yayıncılık, Ankara, 2008, s.32

[4] Mahmut Koca, Avrupa Siber Suç Sözleşmesi’nin Maddi ceza Hukuku Alanında Öngördüğü Düzenlemeler ve Türk Hukuku, Bilgi Toplumunda Hukuk, Prof. Dr. Ünal Tekinalp’e Armağan, CIII, s.787 vd. 

[5] Murat Volkan Dülger, “Bilişim Suçları” , Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004, s.63

[6] Ali Karagülmez, “Bilişim Suçları ve Soruşturma- Kovuşturma Evreleri”, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2005, s.40

[7] Dülger, M. V., a.g.e, s. 67 

[8] Dülger, M. V., a.g.e, s.50

[9] Emin D. Aydın, “Bilişim Suçları ve Hukukuna Giriş”, Doruk Yayınları, Ankara, 1992, s.4

[10] Bu tanım 1997 TCK ÖnTasarısı’nın 347. maddesinin gerekçesinde yer almaktadır. Yenidünya/Değirmenci, a.g.e, s.28

[11] “... ATM olarak da adlandırılan Automated Teller Machine sistemi ise, önceleri yalnızca haftasonları ve bankaların kapalı olduğu zamanlarda kişilerin para çekmelerini sağlamak üzere tasarlanmış “otomatik vezne” olarak adlandırılan bir makine iken, teknolojik gelişmelere paralel olarak günümüzde bankacılık faaliyetlerinin hemen tümünün gerçekleştirilmesine olanak sağlayan, ana sistemine bağlı ve çok geniş bir alana yayılmış olan bilgi işlem biriminin parçası haline gelmiştir ... Bu olguda gösteriyor ki, ATM makineleri bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemin ünitesidir ... Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanığın haksız  olarak ele geçirdiği başkasına ait kart ve kredi şifreyi kullanarak bir bankanın iki farklı şubesindeki ATM makinesinden para çekip hukuka aykırı yarar sağlaması eylemi... bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak hukuka aykırı yarar sağlamak suçu oluşturduğundan ...”Yargıtay Ceza Kurulu, 10.04.2001, 6-30/57

[12] Karagülmez Ali, ‘‘Bilişim Suçları ve Soruşturma-Kovuşturma Evreleri’’ Seçkin Yayınları,Ankara, 2005, s. 85vd.

[13] Sanayileşmiş zengin ülkelerin oluşturduğu grup. Bu ülkeler ABD, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Kanada, Rusya’dır. http://tr.wikipedia.org/wiki/G8

[14] Türkiye Avrupa Siber Suç Sözleşmesi’ne taraf bir  ülke değildir.

[15] Kayıhan İçel, ‘Avrupa Konseyi Sibersuç Sözleşmesi Bağlamında Avrupa Sibersuç politikasının Ana İlkeleri İHFM’, C.LIX, 2001,S.6 

[16] http://assembly.coe.int/Documents/WorkingDocs/doc01/EDOC9263.htm, 

[17] Nur Centel,  “Türk Ceza Hukukuna Giriş”, Beta Basım, 2. Baskı, İstanbul, 2002, s. 81, ‘Hareketin yapıldığı yer ile neticenin meydana geldiği yerin birbirinden farklı olduğu suçlara mesafe suçları denir.’

[18] “Ülkesellik (mülkilik) ilkesine göre devlet, fail veya mağdur yabancı olsa bile kendi ülkesinde işlenen tüm suçları kendi yasalarına göre cezalandırır. Bu ilkeye göre vatandaşlık bağının bir önemi yoktur, önemli olan suçun işlendiği yerdir.”  Centel, Nur, a.g.e, s. 95

[19] Karagülmez Ali, ‘‘Bilişim Suçları ve Soruşturma-Kovuşturma Evreleri’’, Seçkin Yayınları,Ankara, 2005, s. 62

[20] Kurt Levent, ‘‘Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunundaki Uygulaması’’, Seçkin Yayınları, Ankara, 2005, s.60

[21] R. Yılmaz Yazıcıoğlu, “Bilgisayar Suçları, Krimonolojik, Sosyolojik ve Hukuksal Boyutları İle” , Alfa Yayınları, İstanbul, 1997, s. 150

[22] Levent Kurt, “Açıklamalı-İçtihatlı Tüm Yönleriyle Bilişim Suçları ve Türk Ceza Kanunundaki Uygulaması”, Ankara, 2005, s. 79

[23] Dolandırıcılık suçu 765 sayılı TCK’nın 503. maddesinde “bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve desireler yaparak hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına haksız bir menfaat sağlama” şeklinde tanımlanmıştır. 

[24] Kurt, L., a.g.e., s.83